Scientology Tarikatı

En ünlü üyesi Tom Cruise olan tarikatın geçen Ramazan'da iftar yemekleri düzenlediği ortaya çıktı Almanya'nın Hamburg Eyaleti İçişleri Bakanlığı, Scientology tarikatı konusunda Almanya'daki Türkleri uyardı. İçişleri Bakanı Udo Nagel, bakanlık bünyesinde Scientology'ye karşı bir çalışma gurubu oluşturulduğunu, bu grubun içinde de Türk vatandaşları için “özel bilgilendirme servisi” bulunduğunu belirtti. Nagel, “Scientology'nin son zamanlarda Türk derneklerinde yandaş kazanma çabasında olduğu tespit edilmiştir. Bu örgüte karşı Türk vatandaşlarının dikkatli ve hassas davranmalarını istiyoruz.” dedi. Çalışma gurubu başkanı Ursula Cabera da, tarikatın son günlerde Türk derneklerinin içine girerek, gençleri uyuşturucuyla mücadeleyi kullanarak propaganda yaptığını söyledi. Scientology'nin Berlin'deki camilere kadar sızdığı Ramazan'da dinler arası diyalog adı altında iftar yemeği düzenledikleri iddia edildi. 1954'te bilimkurgu yazarı Ron Hubbard'ın Hollywood'da kurduğu tarikat insanların 75 milyon yıl önce galaksideki 76 gezegenden sürgün edilerek dünyaya geldiğini savunuyor. 10 milyon üyesi olan tarikatın ABD'den sonra en güçlü olduğu yer Almanya.

Evet değerli dostlar; bir ülkede eğer din konusu aşırı saldırıya uğrarsa, mevcut dini değerler konusunda insanlar sürekli saldırıya uğrarlarsa, elbette ki sapkın inançlar manevi bunalım geçiren gençleri tuzaklarına düşürmek için fırsat bekleyecekler. Nitekim ülkemizdeki bu manevi kaostan yararlanan bu tür sapkın fikirler lüks otellerde seks partileri vererek toplumdaki zafiyetleri de kullanarak ülke gençlerini tekellerine düşürmektedir. Mevcut dinimizin sapkınlıklara asla izin vermediğini biliyoruz. Ancak ülkemizde kutsal dinimize ve değerlerimize o kadar çok saldırı vardır ki gençlerimizde neye inanıp neye inanmayacağını şaşırmış durumda. Asırlardır kutlanan kurban bayramı bakın ne hale geldi, vay neymiş hayvan haklarımıymış, vahşetmiş falan filan. Şunu açıkça söyleyeyim birkaç yıla kadar Müslüman halklar kurbanı gizli gizli kesmeye başlayacaklar. Bu toplumu bu hale getirenler utansın. Bu toplumun inanç değerlerine saldıranlar utansın.

Gelelim Scientology tarikatına. 11.08.05 tarihinde nokta dergisinde Tutkun Akbaş'ın araştırması, bundan iki yıl önce bunu haber vermişti.

Londra'nın en işlek istasyonlarından Goodge Street'in hemen yanı başındaki Tottenham Court Road Caddesi'nde, nerdeyse dört yıldır hiç kaldırılmadan duran “Eleman aranıyor” ilanını gördüğünde, 28 yaşındaki İpek kendini şanslı hissetmişti. Çünkü İngiltere'nin en popüler eczanelerinden Boots'taki randevusuna daha 45 dakika vardı. Boots'un hemen çaprazındaki bu “Eleman aranıyor” ilanını değerlendirmek için vakit var demekti. İki katlı lüks binanın kocaman tabelasında yazan ‘Church of Scientology' yazısının ne anlama geldiği konusunda da hiçbir fikri yoktu. Kapıyı çaldı, geniş bir salona girdi. Kendisini güler yüzle karşıladılar. Hemen beş sayfadan oluşan bir formu doldurmaya başladı. Kişisel bilgiler bölümünün ardından hiçbir iş ilanında karşılaşmadığı garip sorulara yanıt verip vermemek konusunda tereddüt etti: “Reenkarnasyona inanır mısınız? Geçmiş hayatınızda ne tür bir tecrübe yaşadığınızı biliyor musunuz? Hiç uyuşturucu kullanıp cezaevine girdiniz mi?” gibi birbirinden tuhaf onlarca soruya yanıt verdi. İstanbullu İpek'i -Londra'da başlayan öğrencilik serüveninde- bu iş görüşmesinin ardından ilginç olaylar silsilesi bekliyordu. İpek orada değil ama Boots'ta işe başladı. Ama her gün o tuhaf yerin önünden gidip geldi işine. Birgün sigara almak için büfede beklerken 35 yaşlarında bir İtalyan erkek, sigara parasını verdi. Çünkü İpek'in bozuğu yoktu ve adam, centilmence bir hareketle İpek'le tanışma fırsatı da yakalamış oldu!

Aradan uzun bir zaman geçti. Kısa bir seyahat için İstanbul'a döndüğünde, o esrarengiz İtalyan nerdeyse her gün Boots'a uğrayıp İpek'i sordu. Boots çalışanları durumdan kuşkulandılar. Yine aradan günler geçti. İpek, otobüs durağında beklerken, kendisine gülen bir adamla göz göze geldi. Önce tanıyamadı, sonra hatırladı. Yine o adamdı. Yine aradan günler geçti. Birgün İpek, bir İngiliz arkadaşıyla salaş bir İtalyan restoranına yemeğe gitti. Tam ilk içkilerini yudumlamışlardı ki, garsonlardan biri İpek'e gelip, “Size bir telefon var” dedi. İpek şaşırdı, inanamadı. “Yanlışlık olmasın” dedi. Garson, “Telefondaki ses sizi tarif ediyor” dedi. İpek telefonu aldığında, karşısındaki yine bu İtalyan'dı. “Benimle bir akşam buluşma sözü vermezsen telefonu kapatmam” dedi. İpek "Pekâlâ" demek zorunda kaldı. İlk buluşmaları gerçekleşti.

National Film Theatre'da oynayan gizemli bir Fransız filmi 'Green Line'a gittiler. Sohbet sohbeti açtı. 35 yaşındaki İtalyan, İpek'e bir ara ağrılarından ve sıkıntılarından nasıl kurtulduğunu anlatmaya başladı. İtalyan'ın bir zamanlar karnında ciddi ağrılar varmış ve yok olmuş, çünkü bunun sırrını çözmüş. Meğer İtalyan, Ortaçağ'da bir şövalyeymiş. Karnından bir kılıç darbesi almış. Ağrılarının kaynağı buymuş. Bu gizemi çözünce de ağrılarından kurtulmuş. İtalyan, sonuç olarak İpek'e, insanın her türlü sıkıntısını çözmesinin yolunu, geçmişindeki izlerde araması gerektiğinden bahsetti. İşin ilginç tarafı, İtalyan, randevuya tıpkı İpek gibi, yeşil pantolon, turuncu bir tişört ve yeşil hırkayla gelmişti. Sanki önceden sözleşmişler gibi. Konuşmanın bir yerinde İpek'e, "Kırmızı palton çok yakışıyor" dedi İtalyan. İpek için film burada koptu. Çünkü takip ediliyordu.

İtalyan, İpek'e Scientolog olduğunu itiraf etti. İpek korktu. İtalyan, onu sürekli aradı. Birgün İpek arkadaşlarına telefonunu açtırdı ve İtalyan'ı tehdit ettirmek zorunda kaldı. İpek'in işyerine çiçekler gönderdi. Yine mesajlar çekti. Sonra birden kayboldu. İngiltere'nin başkentinde yalnız bir Türk'ün başına gelen bu olay, belki binlerce Scientology vakasından biri.

Die Welt'te uyarı

Geçen şubat ayında Almanya'da yayımlanan Die Welt gazetesinde çıkan bir haber, Türkiye'yi yakından ilgilendiriyordu. Haberin başlığı, “Uzmanlar uyarıyor: Scientology Tarikatı Türkiye'de yayılmayı planlıyor” idi. Hamburg İçişleri Bakanlığı'nın Scientology Tarikatı ile ilgili araştırma yapan biriminde uzman olarak görev alan Ursula Caberta'nın uyarılarının da yer aldığı haberde, tarikatın gerçek kimliğini açığa vurmadan İstanbul'da kurulacak bir organizasyon ile Türk ekonomisine giriş yapma niyetinde olduğu iddiasına yer veriliyordu.

Bu arada aynı tarihte, 31 yaşındaki İhsan Göktaş, yıllarca üye olduğu tarikattan ayrıldıktan sonra yayımladığı gizli raporda, Türkiye'nin Scientology'nin genişlemesi için seçilen 1 numaralı ülke olarak gösterildiğini açıklıyordu. Yıllarca tarikat hakkında elde ettiği bilgileri ve gizli Türkiye raporunu Hamburg Eyaleti İçişleri Bakanlığı Scientology Çalışma Grubu Başkanı Ursula Caberta'ya veren Göktaş, “Beni, tarikat düşüncesini Türkiye'nin dört bir yanına yaymam için seçtiler ve kullandılar. Hedef Türk ticaretini ele geçirmekti” açıklamasını yapıyordu. Dünya çapında 3500 civarında kilisesi, 155 ülkede faaliyeti ve 8 milyon üyesi olduğu bilinen, Tom Cruise, John Travolta, Nicole Kidman, Demi Moore gibi Hollywood yıldızlarının fanatiği olduğu, “Dünyanın en hızlı yayılan dini” iddiasındaki Scientology'nin Türkiye'de de faaliyet gösterip göstermediği hep merak konusuydu. Türkiye'deki temsilcileri ve bağlantılarına ulaşan Tempo muhabiri, Scientology'nin Türkiye'yi kendine yeni üs olarak seçtiğinin bilgilerini ilk kez gün yüzüne çıkarıyor.

Araştırmanın ilk ayağı Scientology'nin resmi internet sitesine atılan bir e-mail ile başladı. Gazeteci kimliği gizlenerek Scientology'ye atılan “Meraklı bir Türk” mesajına, Z.G. adında bir Türk'ten yanıt geldi. Mesajda, Türkiye'de irtibat kurabileceğimiz U.T. adındaki isimle ilgili bilgilere yer veriliyordu. Tempo muhabirinin yaptığı araştırmalarda, Z.G. ve U.T.'nin henüz yeni faaliyete geçmiş olan bir internet sitesi ve yayıncılık şirketinde de ortak oldukları ortaya çıktı. Bu iki isim, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında henüz iki ay önce kurulduğu anlaşılan bir yayınevinin sahibi. Ayrıca Scientology'nin resmi sitesindeki Türkiye bağlantısında U.T.'nin ismi de yer alıyor. Tempo, uzun çabalar sonucunda hem Z.G.'yi, hem de U.T'yi konuşturmayı başardı. Bu arada Scientology'nin resmi internet sitesinde, Türkiye 'Starting Point' olarak belirlenmiş durumda. Yani faaliyetlerin başlatıldığı ülke.

Peki 8 milyon üyesiyle, yeni çağın bu kült tarikatının amacı ne? Scientology'ye inananlar neyin peşinde? Tarikatın temelini atan kişi, 1986'da ölen bilimkurgu yazarı Ron Hubbard. Tarikatın temelini attığı kitabının adı 'Dianetik: Ruh Sağlığının Modern Bilimi'.

Tarikatın varoluş hikâyesi ise ilginç: 75 milyon yıl önce, Xenu adında, gezegenler arası kötü bir savaşçı, birçok gezegenin yaşayanlarını öldürüp dünyaya getirmiş ve 'tetan'ları -yani ruhları- atmosfere yayan bir doğal afetler reaksiyon zinciri kurmuş! Atmosfere yayılan bu ruhlarsa, insanların bedenlerine girmiş. Şimdi Scientology'ye inananlar bunu çıkarmanın peşindeler!

Hollywood yıldızlarının üyesi olduğu, ABD'de devlet tarafından bile desteklenen, 'sır dolu' bir teknolojiyle, sıkıntılardan uzaklaştırma gerekçesiyle insanlara aletler bağlayan, dünyanın en zengin tarikatı Scientology, artık Türkiye'de. Türkiye'deki resmi, ekonomik faaliyetlerini bir yayıncılık şirketi üzerinden yapıyorlar. İnternet sitelerinin adı www.superkitaplar.com. Burada Ron Hubbard'ın kitapları pazarlanmaya başlandı bile. Bu arada, Türkiye'deki sayıları konusunda açıklama yapılmıyor.

Scientology Nasıl Örgütleniyor?


1. Bütün hedef aldığı ülkelerde çok sayıda alt örgütler ve paralel yapılanmalar ile biçimleniyor.
2. Hepsi Los Angeles'taki merkeze ve mesela Almanya içinde Kopenhag'daki ‘Advanced Organization' adlı kuruluşa bağlı faaliyet gösteriyor.
3. Scientology'nin ekonomide işletmecilik, pazarlama, teknoloji pazarlama gibi hizmet sektörleri ile ilgilendiği biliniyor.
4. Kendileriyle irtibat kuran herkesle mutlaka iletişime geçiyorlar.
5. Küresel bir yönetim ağınca yönlendiriliyorlar. Yapısı çok sayıda örgüt ve gruptan oluşuyor.
6. En üst birimi Los Angeles'taki ‘Dini Teknoloji Merkezi' (RTC). Başındaki isim: David Miscavige.
7. RTC'nin amacı, Scientology'nin teknolojilerinin doğru ellerde olmasını, doğru kullanılmasını ve üyelerin güvenliğini sağlamak.
8. RTC bünyesinde bir de ‘uluslararası işletmecilik' birimi var. Burada sektör bazında stratejiler ve planlamalar yapılıyor. Bu bölümün başında adına ‘Watchdog-Committee' denilen bir komite var. Bu komite teftiş ve denetleme faaliyetlerini yürütüyor ve bünyesinde çok sayıda sorumluluk sahalarını paylaşan gruplar var.
9. Scientology çeşitli örgüt türleri ve sektörlerdeki faaliyetleriyle dikkat çekiyor. Bunlarsa: Şöhret Merkezleri Sektörü, Uluslararası Scientology Misyonları Sektörü, Scientology Girişimciliği Dünya Enstitüsü (WISE) Sektörü, Daha İyi Yaşam ve Yetiştirme (ABLE) Sektörü, Altın Çağ Sektörü, Kamu Konuları Bürosu (OSA) Sektörü.
10. Scientology faaliyete başlayacağı ülkelerde ‘Clear' adını verdikleri ilk uygulama projesi yürütüyor. Mesela ‘Clear Türkiye' gibi.
11. ‘Gung-Ho' adı verilen gruplar, tarikatın dünya hükümetini kurmak için sempati duyan veya yakın duranları Scientology bünyesine katıyor.
12. Tarikatın ayrıca ‘OSA' adında bir de gizli servisi var. Daha önce adı Guardian Office olan bu örgüt, sonra ‘Department of Special Affairs' (DSA) adını aldı. İsim daha sonra OSA halini aldı. Her ülkede bu gizli servisten bulunuyor.
13. İddiaya göre tarikatın bir de hapishaneleri var. Rehabilitasyon Projesi Gücü (RPF) ceza ve çalışma kampı gibi. Günde 18 saat çalışılan, konuşmanın yasak olduğu, gıda olarak sadece bezelye ve pirincin verildiği bu toplama kamplarının varlığı Alman makamlarının belgelerine dayanıyor.
14. Allah'ın varlığına inandıklarını ifade ediyorlar. Cennet ve cehenneme inanmıyorlar. Reenkarnasyon, inançlarının temelini oluşturuyor.
15. Scientology, bugün 40 yaşındaki, liseden terk ve ikinci kuşak bir kilise üyesi olan David Miscavige tarafından yönetiliyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar